Sunday, February 18, 2007

ALLAH'A ŞİKAYETÇİYİM.. BAŞKA KİMİM VAR..?


Yengice'de haksızlığa uğrayan yaşlı bir Türkmen, Türkmeneli TV muhabirinin ''Şikayetçi misiniz?'' sorusuna, ''Evet'' diyerek haykırıyordu... ''Kime..?'' diye sorulduğunda da ''Kime olacak? Allah'tan başka kimim var..! Önce O’na, sonra Türkmenlere şikayetçiyim..!''.

Oğlu, Polis memuru ve üç yerden silah taşıma ruhsatına sahip olmasına rağmen '' Bunları kim iki kuruşa alır ki '' cevabını aldığını ve oğlunun silahına el konulduğunu, oturduğu evin kapılarının tekmelerle kırıldığını ve kutsallığının ihlal edildiğini haykırıyordu ekrandan.

ABD askerleri ve beraberlerindeki Ulusal Muhafızlar -yani Irak Ordu Birlikleri-, 3 Şubat 2007 günü, daha önce Kerkük'e bağlı iken Saddam rejimi döneminde Selahattin vilayetine bağlanan Türkmen yerleşim yerlerinden Yengice'yi bastılar. Evlerde bulunan ruhsatlı, ruhsatsız silahları topladıktan sonra 16 Türkmen gencini de sebepsiz yere gözaltına aldılar. Bu gençlerden bazılarına da önce dayak atıp, sonra bıraktılar.

Irak'ın içinde bulunduğu bu kaos ortamında, ülkeyi korumaya çalışan güvenlik güçleri elbette ki arama-tarama işlemlerini yapmak ve devam ettirmek zorundadırlar. Ancak, bunlar yapılırken o yerleşim yerlerinde ve evlerdeki masum sivil halkın eziyet çekmemesine özen göstermek de yine aynı güvenlik güçlerinin görevidir. Zira, güvenlik güçlerinin görevleri bulunduğu gibi, sorumlulukları da vardır ve bu görev/ sorumlulukları uzun uzun anlatmaya gerek yoktur. Çünkü her iki kavram da adlarında saklıdır. Güvenlik güçleri bulundukları ya da gittikleri yerlerde güven, barış ve huzuru sağlamak zorundadırlar. Yani vatandaşı bir yandan koruyup, güvenliğini sağlarken (şimdi Yengice'de veya daha önceleri de Telafer'de yaptıkları gibi) bizzat kendileri ihlalde bulunmamalıdır. Aksi takdirde, bu görevliler; “devletin güvenliği sağlama” aracından, “devlet terörü estiren” bir aracına dönüşürler.

Barışçıl Türkmen halkı, Yengice Köyü’nde maruz kaldığı böylesi hukuk ve insanlık dışı eylemlerin hangi amaçlara hizmet ettiğini çok iyi bilmektedir. Barışçıl Türkmen halkı aynı zamanda, “bu tür eylemlerin, onları haklı davalarından geri koymayacağını” da açık bir dille ifade etmektedir. Barışçıl Türkmen halkı, (tıpkı o yaşlı Türkmen'in dediği gibi…) şikayetlerini, kainatın yaratıcısı olan o Yüce Mevla'ya yöneltmiştir.. Çünkü, O’nun intikamı çok daha acıdır..

Buradan, Devlet ve Hükümet yetkililerine seslenmek istiyorum: “Eğer bu ülkede güvenliği sağlayamıyorsanız ve vatandaş şikayetlerini kime, nasıl ileteceğini bilmiyorsa.. Vay halinize(!) Size bir nasihat vermek istiyorum… Başkalarına geçirdiğiniz o ilmiği, gün gelip başkaları boynunuza geçirmeden, kendiniz geçirirseniz iyi olur…”

Evet.. Bu durum karşısında Allah'a yönelip ona sığınmaktan ve ''Allah'ım bu memleketi güvenli kıl…'' diye yakarmaktan başka bir sözümüz kalmıyor.

No comments: